Anaokuluna gitmeye başlayan çocuklar evlerinin dışında kendilerine yabancı bir dünyaya adım atarken zorluk yaşarlar. Bu dönemde öğretmen, anne babalara büyük görevler düşüyor.
Beş, altı yaşındaki çocuklar duygularını kaygılarını kelimelerle ifade etmeyi başaramazlar. Tepkilerini ağlayıp huysuzluk yaparak ya da hastalık bahaneleriyle göstermek isterler. Anaokuluna devam eden çocuklarda zaman zaman iştahsızlık, baş ağrıları huzursuzluk görülebilir. Bazı çocuklar tırnak yemeye başlarlar. Çocuğun anaokuluna başlamasında öğretmen, anne ve babaya büyük görevler düşer. Öğretmen çocuğa ilk gün ilgi gösterip ona bazı görevler verirse çocuğun kendine güveni artar. Okulda önemli bir kişi olmanın verdiği sevinçle yeni ortamına alışmaya başlar.
ÇÖZÜM ZOR DEĞİL
Çocuğun sorunlarının neler olduğu anlaşılınca bunlara çözüm getirmek kolaylaşır. Çocuğu sıkmadan zorlamadan durum hakkında bilgi edinmek gerekir. Çocuğun stresinden kurtulması için bol bol hareket etmesi doğru olur. Bu nedenle okuldan döndükten sonra hareketli oyunlar oynamasına izin verilmeli, dinlenmesi için asla ısrar edilmemeli, oyun çağındaki çocuklar kolay kolay yorulmazlar. Ne kadar çok hareket ederlerse stresten de o kadar çabuk kurtulurlar.
Eğer çocuk her şeye rağmen anaokuluna gitmek istemiyorsa, öğretmeni ile konuşup soruna bir çözüm aranmalı, çocuk okula gideceği zaman hastalanmaya devam ederse onu zorla okula göndermekten vazgeçilmeli. Aksi halde çocuk okuldan nefret eder. İlkokula gitme zamanı geldiğinde problem yaratır. Bu nedenle her türlü çare denendiği halde çocuk anaokuluna gitmek istemiyorsa ısrar etmemek gerekir.